Sosyal Medya

Makale

Evet, İslâm’da savaş vardır..

Müslüman coÄŸrafyada kan akıyor. Kanın akmadığı, nisbeten istikrarın saÄŸlandığı bölgeler ise kırılgan ve tehdit altındadır. Bu durum da maalesef Müslümanların hayatında büyük acıların yaÅŸandığı manasına gelmektedir.

Bu acı tablo karşısında da kimileri çıkıp bütün olanlardan İslâm’ı sorumlu tutabilme yüzsüzlüÄŸünü sergilemekte ve dindarlığı karalayabilmektedir. Müslümanlar için tek kurtuluÅŸ reçetesi laikliktir, aksi takdirde yok oluÅŸ mukadderdir türünden kasıtlı, önyargılı naif çıkışlar yapanlar da çıkmaktadır.

Irak’ta Sünni-Åžiî çatışmasını, Yemen’de silahlı fanatik Husileri, Pakistan’da Taliban realitesini, Libya’da ve Suriye’de Arap Baharı’yla yaÅŸanan iç savaşı parmağıyla gösterip Müslümanlar savaÅŸ müptelası bir millettir diyen yerli oryantalistler ÅŸimdi de IŞİD’e sarılmış vaziyetteler. Bu yapının İslâm karşıtı her türlü argümanı meÅŸrulaÅŸtıracağını sanıyorlar.  

Artık IŞİD pratikleri üzerinden akla hayale gelmeyecek kusmuk mahiyetinde teoriler ortaya atıyor, cihat mefhumunu kirletmeye kalkıyorlar.

“İslâm kılıç dinidir, kılıçla yayılmıştır” kadim iftirasını IŞİD pratikleri üzerinden dillendiriyorlar. Hıristiyanlığın, ‘saÄŸ yanağına tokat atıldığında sol yanağını çevir’ hükmünü hatırlatarak, ‘neden bu İslâm’da da yok?’ diye hümanist dersler vermeye kalkıyorlar..

‘Hıristiyanlık muhabbet dini, İslâm ise ÅŸiddet dinidir’ diyenler hiç Hıristiyan ülkelerin tarih tecrübesine bakmıyorlar ama. Haçlı SavaÅŸları gibi bir karanlık tecrübeyi insanlığa armaÄŸan edenin onlar olduÄŸunu görmüyorlar ama. Birinci ve İkinci Dünya SavaÅŸları’nın o dünyada vuku bulduÄŸunu unutuyorlar ama. 

Bugün Müslüman dünyanın onlar tarafından iÅŸgal edildiÄŸini, yaÅŸanan altüstlerin onların iÅŸgalleri sonrası yaÅŸandığını perdelemek istiyorlar. Müslüman coÄŸrafyanın sınırlarının mayınlı tarlalar mahiyetinde cetvelle çizildiÄŸini, dinî ve etnik yapının onlar tarafından problemli alanlara çevrildiÄŸini hatırlamıyorlar bile.

Çocukları, yaÅŸlıları, kadınları katleden İsrail devlet terörüne laf etmiyorlar. SavaÅŸla toprakları gasp edilen Filistinlileri anmıyorlar.   

NeymiÅŸ, İslam savaşı onaylayan bir dinmiÅŸ! Evet, İslâm savaşı onaylar ama her savaşı deÄŸil, sınırlarını kendisinin çizdiÄŸi meÅŸru savaşı onaylar.        

Malum, savaÅŸ, insan tarihinin hep ayrılmaz bir parçası olmuÅŸ inkârı mümkün olmayan bir vakadır. Genelde güçlü devletler zayıf ve savunmasız devletleri tasallutu altına almak üzere savaşı bir vesile olarak kullanmışlardır. Diplomasinin sorunları çözemediÄŸi yerde devreye girer. Bir manada ihtilafa düÅŸülen meselede son sözü kuvvetin belirlemesi realitesidir savaÅŸ.

Bu vaka dün böyle olduÄŸu gibi çaÄŸdaÅŸ dünyada da deÄŸiÅŸmemiÅŸtir. SavaÅŸsız bir dünya hayâli kurmak ve bunun için mücadele etmek takdire ÅŸayan bir durum olsa da insan tarihinin deÄŸiÅŸmez bir realitesi olan savaÅŸ da görmezden gelinemez. Bunun için devletlerarası kaçınılmaz olan savaÅŸları bir hukuk sistemi içerisine oturtmak kaçınılmazdır. İslâm da bunu yapmıştır.

Böylesi bir hakikati görmezden gelerek hümanizm adına İslâm’da savaÅŸ yoktur, İslâm ancak müdafaa savaşına izin verir diyenler de çıkmaktadır. Ancak bunlar vakada savaÅŸ realitesini deÄŸiÅŸtirememekteler. İslâm coÄŸrafyasının iÅŸgal altında olduÄŸu dönemlerde bu türden iddiaların Müslümanların mukavemet ruhunu zayıflattığı da ayrı ele alınmalıdır.

İslâm, kuÅŸkusuz savaşı kendi hukuk zemininde onaylar. SavaÅŸ için olmazsa olmaz ÅŸartlar, ahlâkî sınırlar vazeder. Bu hükümler de Müslümanları baÄŸlar. Buna uymayanlar Müslümanlar dahi olsalar, cihat iddiasında da bulunsalar yine de haddi aÅŸmışlardır. 

 

İslâm her türlü haddi aÅŸanlardan beridir. 

YENİAKİT

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.